‘Oğlum her şeye hayır diyor, asla söylediğimi yapmıyor.’
‘Kızım kardeşine vuruyor.’
‘Çocuğum uyumuyor.’
‘Okula gitmek istemiyor, her sabah evden ağlayarak çıkarıyorum.’

Çocuksuz bir psikolog iken ben, danışanlarım çocuklarıyla yaşadıkları sıkıntıları konuşurken bazen sorarlardı: ‘Sizin çocuğunuz var mı?’ Hayır cevabını duyduklarında yüzlerinde bir buruklukla karışık duyar gibi olurdum.. ‘Eeee, sana kolay tabi onu yap bunu yap demek.’ O zamanlar buna çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Sanki onkolog olabilmek için illa kanser geçirmiş olmak mı lazım diye düşünürdüm. Sonra hamile olduğumu öğrendim, bu kadar bilgiyle dünyanın en iyi annesi olurum sandım. Okunmadık kitap kalmadı, ne kadar kolay büyür bu çocuk diye düşündüm. Fakat, öyle olmadı :) Yıllarca ne kadar faydalı olduğunu anlattığım uyku eğitimini geciktirdiğimi fark ettim, oğlum ağlamasın diye!! Ağlamanın zararlı bir şey olmadığını bilmeme rağmen. 2 yaşına kadar ASLA televizyon izletmeyin diyen ben, ‘Elmo bu ya, biraz izlese bir şey olmaz’ dedim Ali 1 yaşındayken. Üzerine eğitimler verdiğim sınır koyma konusunda eve gelip çuvalladım. Kafam karıştı, anlattıklarımı kendim yapmakta zorlanıyorsam ne hakkım var öneri vermeye dedim..

Sonra fark ettim ki, ebeveynlik doğum anında olunan bir şey değil, zamanla öğrenilen bir beceri. Teori faydalı, kitaplar, yazılanlar gerekli. Ancak pratif farklı. Her çocuk, her anne, her baba kendine has. Bir yöntem birinde işe yarıyor diye dünyanın tek doğrusu değil, veya bir çocukta yeterli olmuyor diye yanlış değil. Annemizden babamızdan gördüklerimiz, kendi içimizde büyütemediğimiz çocuk taraflarımız karışıyor ebeveynliğimize, bazen doğru olanın ne olduğunu bilsek de uygulayamıyoruz. Ve bazen sadece birinin elimizi tutup, senin de hata yapmaya hakkın var demesine ihtiyacımız var. Çünkü bunca bilgiye rağmen, ben de daha önce hiç 5 yaşında bir çocuğun annesi olmadım. Okuduğum onca kitaba, bunca tecrübeye rağmen zaman zaman tökezliyorum. Deniyorum, bazen yanılıyorum, bazen iyi iş çıkarıyorum ama öğreniyorum. Şimdi anlıyorum danışanlarım neden bana o soruyu soruyordu, şimdi anlıyorum o meşhur -anne olunca anlarsın- lafı ne demekti.

Ebeveyn danışmanlığı nedir?
Çocuk büyütmek çok keyifli ama ciddi ve zor bir iş. Tek bir yol haritası yok. Her ailenin, her çocuğun kendi ihtiyaçları doğrultusunda ilerlemek gerekiyor. Güçlü ve zayıf taraflarımızı keşfederek, yaşadığımız zorlukları fark edip çözerek keyifle
ilerlemek mümkün. Ben bu süreçte sizlere destek olmak istiyorum. Bazen çocuklarnızı daha iyi tanıyabilmeniz için, bazen ortaya çıkan sorunları çözmek için, mümkünse sorunlar oluşmadan engellemek için, bazen de tek zorluk yaşayan sizsiniz sanmayın diye. Ebeveynliğin keyfini çıkarın, gözünüzün önünde günbegün büyüyen bir bireyin tadına varın, hemencecik geçen yılları sinirle stresle kaçırmayın diye. Çocuklarımızı anlayıp kabul edebilelim, hep istediğimiz o huzurlu, kendiyle barışık çocukları büyütebilmenin yollarını beraber keşfedelim diye.

Ebeveyn danışmanlığı aileye ve bireye özel işlevsel yöntemleri bulmak, kendinizi ve zorlandığınız noktaları daha iyi anlamak, az sorunlu bol keyifli bir yaşam sürebilmek için size destek vermek demek benim için. Çocukların dünyasına girebilmek, neye ihtiyaçları olduğunu anlayabilmek ve işe yarayan çözümlerle gelişmelerine yardım etmek. Gelin sizin ebeveynlik yolculuğunuzu birlikte keşfedelim..

API –>